Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

kar topu

  • 1 kar topu

    Schneeball m

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > kar topu

  • 2 kar\ topu

    снежо́к (м)

    Türkçe-rusça sözlük > kar\ topu

  • 3 kar topu


    осIашкI

    Малый турецко-адыгский словарь > kar topu

  • 4 kar topu

    a) snowball b) white and round

    İngilizce Sözlük Türkçe > kar topu

  • 5 kar topu atmak

    to snowball

    İngilizce Sözlük Türkçe > kar topu atmak

  • 6 kar topu oynamak

    to play snowball

    İngilizce Sözlük Türkçe > kar topu oynamak

  • 7 kar

    "snow. -dan adam snowman. - ayakkabısı snowshoe. - basmak 1. /ı/ for snow to cover up/bury. 2. /a/ to store in (a cool place) for summer use. - bıçağı snowplow blade. - dişi icicle. - düşmek /a/ to snow (on a place). - fırtınası snowstorm. -da gezip izini belli etmemek to do something so slyly that no one realizes what one´s up to. - gibi snow-white. - gözlüğü snow goggles. - helvası snow mixed with molasses. - körlüğü snow blindness. - kuyusu pit for preserving snow for summer use. - parçası very fair-complexioned. - sınırı snow line, snow limit. - siperi snow fence. - süpürücü snowplow; snowblower, snow thrower. - topu 1. snowball. 2. very fair-complexioned and plump (child). - topu oynamak to have a snowball fight. - tutmak for snow to stick. - yağmak to snow."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > kar

  • 8 top

    (-pu)
    1.
    1) мяч; шар

    top oynamak — игра́ть в мяч (в футбо́л)

    top oyunu — игра́ в мяч; футбо́л

    ayak topu — футбо́льный мяч

    denizde oynanan top oyunu — во́дное по́ло, ватерпо́ло

    el topu — баскетбо́льный или волейбо́льный мяч

    kar topu — снежо́к; сне́жный ком

    2) кру́глая часть (дета́ль) (в аппаратах, приборах)

    duvar saatinin top u — ма́ятник стенны́х часо́в

    3) кусо́к (материи); стопа́, руло́н (бумаги)
    4) совоку́пность (чего-л.); всё; все

    topu topu — всего́-на́всего; всего́

    2.
    кру́глый; шарови́дный

    top çehre — кру́глое лицо́

    top sakal — эспаньо́лка (бородка)

    top kandil — многола́мповая лю́стра

    top top — ку́чами; гру́дами

    Büyük Türk-Rus Sözlük > top

  • 9 снежок

    м
    1) ( снежный ком) kar topu
    2) (снежки́) мн. ( игра) kar topu oyunu

    Русско-турецкий словарь > снежок

  • 10 бросаться

    atılmak,
    saldırmak
    * * *
    несов.; сов. - бро́ситься
    1) atmak; atışmak

    броса́ться снежка́ми (друг в друга)kar topu atışmak

    2) atılmak; üstüne atılmak, saldırmak ( нападать)

    броса́ться вперёд — ileri atılmak

    бро́ситься на врага́ — düşmanın üzerine atılmak

    броса́ться на по́мощь — yardımına koşmak

    мы бро́сились на у́лицу — dışarı / sokağa fırladık

    ребёнок бро́сился к ма́тери — çocuk annesine doğru atıldı

    бро́ситься ничко́м на посте́ль — kendini yüzü koyun yatağın üzerine atmak

    бро́ситься на ше́ю кому-л. (от радости)(birinin) boynuna atılmak

    3) kendini... atmak

    бро́ситься с моста́ — kendini köprüden (aşağı) atmak / bırakmak

    ••

    броса́ться в глаза́ — göze çarpmak

    таки́ми предложе́ниями не броса́ются — teklifin böylesi yabana atılmaz

    вино́ бро́силось ему́ в го́лову — şarap başına vurdu

    броса́ться как бык на кра́сное — azgın boğanın kırmızı görünce saldırdığı gibi saldırmak

    Русско-турецкий словарь > бросаться

  • 11 kartopu

    ,-nu 1. see kar topu. 2. snowball, guelder rose.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > kartopu

  • 12 boule

    n f
    1 top [top]
    2 jeu top [top]

    Dictionnaire Français-Turc > boule

  • 13 return

    adj. dönüş, iade, rövanş
    ————————
    n. dönüş, geri dönüş, geri gelme, geri verme, geriye gitme, geri dönme, tekrarlama, nüksetme, iade, tazminat, karşılık, kâr, getiri, rapor, resmi açıklama, seçim sonucu, bülten, geri tepme, tornistan, topa geri vurma, ince kıyım tütün, rövanş maçı
    ————————
    v. dönmek, geri dönmek, misilleme yapmak, nüksetmek, tekrarlamak, geri gelmek, geri vermek, iade etmek, geri göndermek, getiri sağlamak, getirmek (faiz vb), beyan etmek, resmen bildirmek, hüküm vermek, karar vermek [mahk.], yansıtmak, milletvekili seçmek, aynı kâğıttan oynamak, geri vurmak, topu karşılamak, döndürmek
    * * *
    1. dönüş 2. geri dön (v.) 3. dönen (adj.)
    * * *
    [rə'tə:n] 1. verb
    1) (to come or go back: He returns home tomorrow; He returned to London from Paris yesterday; The pain has returned.) dönmek, geri gelmek
    2) (to give, send, put etc (something) back where it came from: He returned the book to its shelf; Don't forget to return the books you borrowed.) geri vermek
    3) (I'll return to this topic in a minute.) geri dönmek
    4) (to do (something) which has been done to oneself: She hit him and he returned the blow; He said how nice it was to see her again, and she returned the compliment.) karşılık vermek
    5) ((of voters) to elect (someone) to Parliament.) (milletvekili olarak) seçmek
    6) ((of a jury) to give (a verdict): The jury returned a verdict of not guilty.) vermek, bildirmek
    7) ((in tennis etc) to hit (a ball) back to one's opponent: She returned his serve.) geri göndermek
    2. noun
    1) (the act of returning: On our return, we found the house had been burgled; ( also adjective) a return journey.) geri dönme, geri geliş
    2) (especially in United Kingdom, a round-trip ticket, a return ticket: Do you want a single or a return?) gidiş-dönüş
    - return match
    - return ticket
    - by return of post
    - by return
    - in return for
    - in return
    - many happy returns of the day
    - many happy returns

    English-Turkish dictionary > return

  • 14 tutmak

    tutmak <- ar>
    I vt
    1) anfassen, anpacken; ( ele almak) in die Hand nehmen
    ateşi tutarsan elini yakarsın wenn du das Feuer anfasst, verbrennst du dir die Hand
    2) ( yakalamak) fangen; ( topu) (ab) fangen
    tut! fang!
    3) ( avlamak) fangen
    4) erwischen, ertappen
    bir iki yalanını tuttum ich habe ihn ein paar Mal beim Lügen erwischt
    5) ( elinde) halten; ( aklında) behalten; ( sözünü, vaadini) (ein) halten
    gözlerini açık \tutmak (a. fig) die Augen offen halten
    spor insanı genç tutar Sport hält jung
    6) ( soluk) anhalten; ( zabıt) führen
    7) abhalten
    annesi küçüğü aptese tuttu die Mutter hielt das Kleine ab
    birini taşa \tutmak jdn mit Steinen bewerfen
    8) ( alıkoymak, bulundurmak) zurückbehalten, behalten
    bir şeyi göz önünde \tutmak etw im Auge behalten
    9) ( hizmetine almak) anstellen engagieren; ( fam) nehmen ( kiralamak); mieten; ( fam) nehmen
    kendine bir avukat tuttu er hat sich einen Anwalt genommen
    10) kendini \tutmak sich zurückhalten
    kendimi tutamadım ich konnte mich nicht zurückhalten
    11) einschlagen
    yol \tutmak einen Weg einschlagen, gehen
    bu yolu tutarsak güneş batmadan oraya varırız wenn wir diesen Weg gehen, werden wir vor Sonnenuntergang dort ankommen
    II vi
    1) ansetzen
    kireç/pas \tutmak Kalk/Rost ansetzen
    2) kabuk \tutmak Kruste bilden
    3) bekommen, kriegen
    çarpıntısı/hıçkırık \tutmak Herzklopfen/Schluckauf bekommen
    4) ( para toplamı) kosten, betragen, sich belaufen (auf)
    masraflar... tutuyor die Kosten belaufen sich auf...
    hepsi ne kadar tuttu? wie viel kostet alles?
    bu( nlar) ne kadar tuttu? wie viel macht das?
    5) duası tuttu sein Gebet wurde erhört
    6) ( boya, çivi) halten
    yapışkan tutmuyor der Kleber hält nicht
    7) ( bir yüzeyde kalmak) liegen bleiben
    kar tutmuyor der Schnee bleibt nicht liegen
    8) ( sürmek) dauern
    iki saat tuttu es hat zwei Stunden gedauert

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > tutmak

См. также в других словарях:

  • kar topu — is. Kardan yapılmış ve sıkıştırılmış yuvarlak top …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kar — is. Havada beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak yağan su buharı Kıştı, yerler iki karış kar tutmuştu. T. Buğra Birleşik Sözler kar baykuşu kar çiçeği kardelen kar dikeni kar helvası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • töpü — kar furtunası, buran …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • top — is. 1) Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne Havası boşalmış bir futbol topu... A. Gündüz 2) Bazı aletlerde bulunan toparlağımsı parça Kantarın topu. Duvar saatinin topu. 3) Kumaş, kâğıt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ŞAPE — f. Çığ. Yuvarlandıkça büyüyen kar topu …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Turksprachen — Die Turksprachen – auch türkische Sprachen oder Türksprachen genannt – bilden eine in Eurasien weit verbreitete Sprachfamilie von rund 40 relativ nah verwandten Sprachen mit etwa 150 Mio. muttersprachlichen Sprechern (bis zu 180 Mio. mit… …   Deutsch Wikipedia

  • Altaische Sprachen — Die altaischen Sprachen auch Altaisprachen genannt sind eine in Eurasien weit verbreitete Gruppe von etwa 60 Sprachen mit rund 160 Millionen Sprechern (annähernd 185 Mio. inklusive Zweitsprechern). Die Bezeichnung geht auf das zentralasiatische… …   Deutsch Wikipedia

  • tòp — tôpa m, mn. topóvi (ȍ ó) 1. močno strelno orožje z dolgo cevjo za streljanje zlasti v bolj oddaljen cilj: topovi pokajo, ekspr. grmijo; top se je sprožil; nabiti top; uliti top; streljati s topovi; ladijski top 2. teh., navadno s prilastkom topu …   Slovar slovenskega knjižnega jezika

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»